|
Motosiklete yolcu olarak binecekler için püfler Gökhan ÇERVATOĞLU
Tarih: 1 Ekim 2004 Cuma
Sevdiğiniz bir arkadaşınızla, partnerinizle motosikletle gezi yapmak, yaşamınızda yapabileceğiniz en eğlenceli işlerden biridir. Eğer yolcu, bazı basit kuralları iyi algılayabilir ve harfiyle uygularsa bu daha da eğlenceli bir hale gelir. Çünkü kurala uymayan , hem kendisi hem de sürücü için eğlence değil, bir kabus, bir eziyet
yaratır. Bay Lawrence Grodsky'nin yolcu binicilerle ilgili öğretileri, köşemizde sürücü binicilerden önce anlatılacaktır:
1.- En azından sizi, arzu edilmeyen, muhtemel düşmelerde koruyacak, günlük
giysilerinizle olmalısınız. İdeal olan minimum donanım şudur: Ayağınızı ve ayak
bileğinizi burkulma ve sadmelerden koruyabilecek bir yürüyüş ayakkabısı veya
botu (Bileği de saran bir spor ayakkabı da olabilir.). Pantolon olarak,
jean, keten v.b. kalın kumaştan ve muadili pantolonlar, hatta varsa deri
pantolon veya suni türevleri giyilmelidir. Rüzgar geçirmez bir kapalı yaka
mont ya da rüzgarlık giyilmelidir (Dikkatinizi çekerim! Tişort ve/veya şort
gibi bir giyim tarzını hiç önermiyoruz). Eldivenin içi sıcağı ve soğuğu (Thinsulate 3M
gibi) izole eden malzemeyle kaplanmış olmalı ve dışı da rüzgara mukavim olan evsafta malzemeyle üretilmelidir. Kaskınızın vizörü, yani kask camı yoksa muhakkak toz, böcek v.d. rahatsızlıklara karşı "Goggle" da denen "tayyareci" gözlüğünüzü hem
konforunuz hem de güvenliğiniz için takmalısınız. Bazı chopper (Örnek:
Harley Davidson modelleri) binicilerinin pekte severek giydikleri, Türk Silahlı kuvvetlerinde de kullanılan "Mike" tipi asker miğferine benzer kask kullanıyorsanız ve uzun bir yolculuk olacaksa, kulaklık takmanız da önerilir. Araştırmalar, özellikle
yüksek hızda kullanımlarda ve uzun saatler sonunda, çıplak kulakların
işitme kaybına bile neden olduğunu göstermiştir. Alternatif oluşturan “Kullan-at” tipi
kulak tıkaçları da fiyat olarak ta ucuzdur.
2.- Hava durumuna uygun giysileri giymeye de çalışmalısınız. Eğer daha önce
fazla motosiklete binmediyseniz, ne kadar sıcak veya soğuk olacağını
kestiremeyebilirsiniz. Nasıl giyinmeniz gerektiğini önceden bilecek durumda
olan sürücünün bu konudaki tavsiyelerine uyunuz. Sıcak, güneşli bir günde;
ekstra olarak beyaz veya açık renkli bir pamuklu giysi giyebilirsiniz. Bu,
sıcaklığı yansıtacak ve sizi serin tutacaktır. Öte yandan, açık renk, sizin
diğer sürücüler tarafından daha kolay farkedilmenize de yarar. Benim,
motosikletin çantasında, eşim veya alacağım yolcu için daima bulundurduğum
yağmur tulumunun rengi hem sarı, hem de fosforludur. Genel olarak da,
aslında soğuk günlerde daha güvenli ve daha zahmetsiz giyinildiğini de
belirtmeliyim. Son olarak, uzun bir futbol sempatizanı atkısı, İspanyol paça
pantolon, hele hele etekli niteliği olan, sağa sola takılabilecek özellikte,
dağınık giysi ve aksesuarlarla asla binmeyiniz. Bunlar, arka tekerleğe,
dişliye, zincire veya bunun gibi motosikletin hareket halinde olan
aksamlarına takılabilir. Yaralanmanıza, hatta bir kazaya neden olabilirler.
3.- Başınızın ölçüsüne tam uyan ve çene kayışı kilidi saglam olan kask
giyiniz. Bir çok sürücünün yedek kaskları bulunur. Bunlardan ölçüsü size
uyan birini seve seve ödünç vereceklerdir. Kask sıkıca sarmalı, başınızdan
çıkabilecek şekilde, abartılı bir bolluga sahip olmamalıdır. Çene kayışı da
mümkün oldugunca gergin olarak ayarlanmalıdır. Kaskın iyi oturduguna emin
olmak için test de yapınız (gözlük takan varsa önceden çıkartmalıdır.):
Kaskı çene bölümünden tutup, yukarı dogru sıyırmaya çalışarak, hafifçe itin.
Kask çıkıyorsa, emniyetli bir şekilde giyilmemiş demektir; sıkılaştırın ya
da uyan bir kask giyin. Sürücü size yardımcı olacaktir. Eger sıkça yolcu
oluyorsanız. Örnegin iki arkadaş, işe ya da okula birlikte gidiyorsanız
mutlaka size uyan bir kaskı motosiklet erbablarından satın alınız. Kaskın
vizörünün çizilmemesi için, pamuklu kilifini da istemeyi ihmal etmeyiniz.
4.- Sürücü yolcusunu bindirmeden önce arka ayak dayama bacaklarının
(Yolcunun ayaklarını koyduğu sabit pedal) açık olmasını sağlamayı unutsa
bile, bunu siz hatırlatın, ya da yerini biliyorsanız siz indirin. Çünkü,
genelde sürücü bunları kullanım sırasında katlamış olduğundan, sizin
için indirmeyi unutmuş olabilir. Zaten, nezaketen, onların yerini
bilmiyorsanız bile, yerini sorup, sürücünün parmağıyla işaret ettiği
yere bakarak, indirmeniz şık olacaktır. Çünkü, büyük bir ihtimalle o an
sürücü zaten motosikletine binmiş durumdadır. Aman; sıcak egsoz borusuna /
borularına dikkat! Özellikle chopper’larda, ayak altı seviyelerinde yeralan
sıcak egsozlar ayağınızı, bacağınızı ve vücudunuzun başka bir yerini
yakabilir. (Burada bir parantez açıyorum: Bana Türkiye'de bunu öğreten hiç bir kitap olmadığı için, acemilik dönemimde oğlumun ayak bileği kazayla buraya değmiş ve bu olay beni çok üzmüştü. Bir de başka bir boyut ta cici giysileriniz tabii! Ablam da bir
kere inmeye hazırlanırken, sehpa yerine Honda Titan'ımın egsoz'una basmıştı
da tabanının fiyakası bozuldu. Onun ayak izi, egzosumun üzerinde nazarlık
olarak hala durur.)
5.- Geleneksel olarak motosiklete tıpkı sürücü gibi sol taraftan inilir ve
binilir. Daima motosiklete binmiş bulunan sürücünün sizi binmeye ya da
inmeye davet etmesini bekleyiniz. Onun yönergelerine uyunuz. Eğer sürücünün
sizi farketmediği, hazırlıksız olduğu anda apansızca binmeye çalışırsanız…
(Bakın… Burada metin yazarı Bay Grodsky'nin bir kelimesini aynen yazacağım:
"CLAMBER" Yani; Redhouse'a göre "Güçlükle (Dağ) tırmanmak, elle, ayakla
tırmanmak! Aman aman! Nasuh Mahruki üstad'ın kulaklarını
çınlatmayın!) Bu beklenmeyen hareketiniz, durumdan bi-haber olan motosiklet
sürücüsünün dikkatini dağıtacak ve motosikletin dengesini bozup, hep
birlikte düşmenize bile neden olabilecektir. Aman yarabbi! Rezil de oldunuz
elaleme! Ya yerler de çamurluysa?
6.- Sayın yolcular! İşte size motosiklete binmeyi öğretiyorum: Soldan
yanaşarak, sağ ayağınızı arka selenin üzerine aşırınız. Sonra yumuşak bir
şekilde arka seleye yerleşin. Eğer boy veya başka bir nedenden dolayı bunu
tercih etmiyorsanız, şu mutlaka size yarayacaktır. Tıpkı ata biner gibi
yapın. Bu defa, sol ayağınızı sol ayak dayama bacağının üstüne
koyup, -tekrarlıyorum tıpkı ata biner gibi- vücudunuzu elegant bir hareketle
aşırıp, arka seleye yerleşin. Tüm bunları yapmakta iken, binicinin dengeyi
korumasına yardımcı olmak amacıyla, son derece yavaş, alt seviyelerde
kalarak, özenli hareket edin. Kilolu iseniz, kilonuza uygun olmayan bir
motosiklete asla binmeyin. Yine devrilme riskiniz mevcuttur. Örneğin bir
Honda Titan'a 100'er kiloluk iki dostumuz binerse, vay onların ve de
motosikletimin haline! Şaka bir yana; Harley Davidson'ın chopper gamında
öyle ilginç adlı bir motosikleti var ki; adı “FAT BOY”, yani "Şişman Çocuk".
Sanırım bu satırlarımdan her boya ve her kiloya uygun motosikletler
üretildiğini anlamışsınızdır. Aslında, önde 60 kiloluk bir sürücü olsa ve
arkasında 100 kiloluk bir yolcu taşısa, sürüş riski artacaktır. Kilolu bir yolcu olarak arkaya binmiş olsanız da, hareketlerinizde çok dikkatli olun ve aşağıda anlatılacak olan biniş kurallarını gözetin. İnerken de aynı binerken uyguladığınız hareketlerin
aynısını, tıpkı bir filmi geriye alırmışçasına, bu kere tersine doğru
uygulayın. Tüm bunları önceden tecrübe edip binmek te, sizin için bir
artıdır.
7.- Ayaklarınız, yolcu dayama ayağına iyice yerleşmiş bir şekilde seyahat
edin ve asla ayaklarınızı motosikletten dışa doğru açmayın. Bu, dengeyi
sağladığı gibi, ayağınızın arka tekerleğe, dişliye, zincire ve eksoz,
susturucu gibi yerlere takılmasını, ya da burada yanıklara neden olmasını da
önler. Asla trafik ışıkları gibi bir yerde sürücü durakladığında, ona yardımcı olmak için ayaklarınızla yere basmaya kalkışmayın. O dengeyi sağlayacak yeteneğe sahiptir ve böyle bir hareket ayaklarınızı riske etmek demektir. Bırakın, yolculuk sırasında ayaklarınız
hep orada kalsın!
8.- (İşte ülkemizdeki tabulardan biri: Atatürk'ün kurduğu çağcıl ülkemizde
bizlere yakışmayan bir tutuculuk! Ben arkama hatun bir kişi aldım bir gün,
aramızdan hep karakedi geçiyor. Hanım kardeşim! Madem bineceksin bu
makineye, neden yeni gelin gibi nazlısın. Sürüş emniyetinde utanma olur mu?
Tut şu belimi iki elinle. Ben, daha emniyetli olduğu ve dengeyi
ortada topladığı için yolcuma hep bunu söylerim. Ama yolcu da bunun ölçüsünü
iyi ayarlamalı. Acemilik dönemimizde, benim eşim olan hatun kişinin biraz
da endişeden, ilk gün hep göbeğime kadar sarılıp beni rahatsız etmesini hala
tebessümle hatırlarız! Tabii şu malum biniciler gibi manzaraları görünce
yüreğimin kalklmadığını an yok. Aman yarabbi! Bir varoştayız. Farları zayıf
yanan, küçük bir motosiklet, sürücü de kask ya var ya yok. Yolcu mu?.. Yolcuda
ne gezer!.. O kültür var mı bizde daha! Bi de; Saba Melikesi Belkıs'ın
divanında oturması gibi yayılmış bir hatun kişi arkasında… İki ayağını da sol yandan sarkıtmış!.. İki eliyle de Beyefendinin omuz başlarını tutuyor. O; korkunun zerresini bile taşımıyor yüzünde sanki o insan bir çukurda zıplayıp düşecek, ölecek değilmiş gibi!. Doğrusu ne mi ?) Bazı kitapçıklar "Motosikletteki tutamaklardan da tutabilirsiniz." der. Fakat kanımca en emniyetli yöntem, sürücünün belini iki elle de kavramak…
Dahası mı? Bu tutuş yöntemi sayesinde sürücüyle bütünleşir ve onun her hareketini
algılayabilirsiniz. Ayrıca, asla ara sıra kafanızı abartılı bir kaykılmayla,
sert bir hareketle, öndeki manzarayı görmek v.d. amaçlarla yana eğmeyin.
Hele hele, özellikle virajlarda, motosiklette dengeyi bozacak şekilde sağa
sola bacak açmalar, eğilmeler gibi riskli hareketleri yapmayınız! Bununla
birlikte, bazı usta yolcu-biniciler dik rampalar çıkılırken sürücüyle
birlikte, aynı anda öne, rampalar çıkılırken de sürücüyle birlikte, aynı
anda hafifçe geriye hareket ederek dengeye katkı sağlamaktadırlar...
9.- Motosikletler bildiğiniz gibi otomobiller gibi direksiyon döndürerek
değil, gidonun sağa ya da sola hareketleri sayesinde döner ve haliyle dönüş
esnasında yana doğru hafifçe yatarlar. Tıpkı bir uçağın dönüş yaparken,
kanatlarının yana yatması gibi. Asla motosiklet bir virajı dönerken, dolayısıyla yana doğru hafifçe yatarken paniğe kapılmayınız. Bir viraj alma sırasında alacağınız en ideal
pozisyon şudur: Tercihen, sürücünün, eğer sola dönüyorsa SOL, sağa dönüyorsa
SAĞ omuz hizasına başınızı çevirin. Başka hiç bir şey yapmak zorunda
değilsiniz! İsterseniz, sürücünün sırtına paralel bakacak şekilde, doğal bir
şekilde (Patates çuvalı gibi durmak ta derler!) durmanız, omuz omuza durmanız bile sizi motosikletin denge merkezi olan ortada tutacağı için, virajlarda dengenin sağlanması için bu zaten yeterli olacaktır. Asla kaş yapayım derken göz çıkarmayın: "Virajda yardımcı
olayım" diye, yarışlardaki biniciler gibi sağa sola yatmaya kalkışmayın.
Serinkanlı olun.
10.- Fren yapıldığında otomatikman ön tarafa ağırlık transferi de,
dolayısıyla baskısı da olacaktır. Eğer bu ani ve sert bir fren ise, bu baskı
da gözle görülür şekilde artacaktır; Vücudunuz bu fren yüzünden sürücüye
doğru yaslanacak, hatta seleden öne doğru kayabileceksiniz. Panik
yapmayınız. Yere basmaya çalışmayın. Ayaklıklara sıkıca basarak kendinize
destek sağlayın ve sürücünün yükünü azaltmak için kendinizi selenin biraz
gerisine çekin. Bacak kaslarınıza verdiğiniz tüm gücünüzle, yalnızca koltuk
üzerindeki pozisyonunuzu koruyun. Böylelikle vücunuzun sürücü üstünde baskı
oluşturmasını önleyip kontrolü elinde tutmasına yardımcı olursunuz. Aksi,
Dengelerin öne doğru kayması demektir. Arka tekerleğin üstündeki ağırlık
miktarı azalınca da motosikletin dolaylı olarak çekiş gücü azalacak, bu
yüzden tekerlek muhtemelen yana savrulacaktır. Açıkça, sürücünün böyle bir
panik frene, riske gerek duymayacak şekilde, ideal duruş mesafesini daima
önceden gözetmesi gerektiğini de vurguluyorum.
11.- Daha önce motosiklet kullanmış ya da aktif bir binici olan bir yolcu
olabilirsiniz. Bu durumda bilinçten gelen aşırı rehavete kapılmayın. Üstteki kurallara siz de uyun. Usta bir sürücü-yolcu olarak, ansızın zorunlu yoldan çıkma, yana yatma gibi yolda geçekleşebilecek tehlikelerden kendinizi korumak için, önceden serinkanlı bir şekilde hazırlıklı olun. Size doğru koşan bir köpeği ya da geyik, Yılkı atı gibi
hayvanları sürücü görmeyebilir. Konuşamayacağınız süratte olduğunuzda
omuzuna hafifçe dokunup, -Belli ki yola konsantre olmuştur- Hemen sürücüyü uyarın. Hazırlıklı olmasını sağlayın. Köpeklerde evini koruma içgüdüsü gelişmiştir. Bu hayvanlar ender de olsa, kazayla tekerleğin arasında kalıp düşmenize neden olabilirler. Zaten siz durunca, hemen havlamayı ve ardınızdan seyirtmeyi bırakır ortalıktan kaybolur bu dört ayaklı dostlarımız. Bir yöntemin de, önceden yavaşlayıp, sonra birden gaz vererek hayvanın zamanlamasını bozmak olduğu söylenir. Kısacası abartılı ve
gereksiz yere olmamak kaydıyla, sakince sürücüye uyarılarda bulunabilirsiniz.
Copyright © Lawrence Grodsky
Stayinsafe Sürüş Okulu - A.B.D.
Her hakkı saklıdır.
Gökhan ÇERVATOĞLU cervatoglug@mynet.com
Bu köşe yazısı 2501 defa okundu. Toplam 1571 kelime
[ Geri Dön: Gökhan ÇERVATOĞLU ] - [ Yazarlar İndeksi ]
|
|