Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
Chaos Tecrübeli Üye
Kayıt: Jul 28, 2004 Mesajlar: 169 Nerden: Kuzey Ege
OFFLINE
|
Tarih: Cum Nis 15, 2005 3:18 pm Mesaj konusu: İDARİDERS'in Kazdağı ve diğer kamplarından enstantaneler |
|
|
İda ve Kaz dağlarının tarihi süreci ile kamplı kalışlar için gerekli "Ön Bilgiler": "Tarihi süreçle ilgili yazılar çeşitli kaynaklardan derlemedir."
Yunan mitolojisinde tanrıçaların katıldığı tarihteki ilk güzellik yarışmalarının yapıldığı yer olarak adı geçen İda dağı, günümüzde, Kaz dağı olarak bilinir. Yunan mitolojisine göre Zeus burada doğmuş, Tanrılar Truva savaşını buradan izlemişler ve güzellik tanrıçası Afrodit ilk kez burada aşık olmuştur. Edremit körfezinin kuzeyinde başlayıp Ezine'ye kadar uzanan dağın içinde, bir çok antik eser günümüze kadar gelmiştir. İda dağı birçok doğal harikasıyla (Mıhlı, Hasan boğuldu, Şahinderesi Kalyonu, Bent deresi, Ayazma, Sarıkız, Babadağı, Kaz avlusu, Ayıderesi vs. vs. vs...) yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmekte olup ayni zamanda, ruh halinde bıraktığı enfes huzur tadı dolayısıyla görülmesi gereken yerlerdendir.
İda'nın isminin kaz dağları olarak değiştirilmesine dair öykü şöyle rivayet edilir; Fatih Sultan Mehmet'e gemi kerestesi biçmek üzere, düden yaylasında konaklayan tahtacı Türkmenleri kaz avlusunda adeta resimleşmiş kaz tüylerini görünce merakları üzerine, kendilerine efsaneler anlatılır, Orta Asya Şamanizm inançlarına göre kazı kutsal saymaları nedeniyle bu dağı da kutsal sayarak İda dağını Kaz Dağları olarak değiştirirler.. Sarıkız türbesi olan yere Sarıkız, Baba türbesi olan yere baba tepesi, kaz tüylerinin bulunduğu yere kaz avlusu ve dağın bu bölümüne de Babadağı adını verirler. Kutsal saydıkları bu türbeler için her yıl ağustos ayının 15 ile 30'u arasına rastlayan bir hafta sonunda tepeleri ziyaret edenler oralarda, etmeyenler de bulundukları yerlerde olmak üzere cumartesi günü Sarıkız'a, pazar günü baba'ya ve pazartesi günü de Şahtaşlarına olmak üzere üç gün hayır yaparlar..
İdanın tarihi misyonu böyle, biz dönelim konumuza; Kazdağları Milli Parklar içinde kaldığından zirve yukarıya çıkmak bayağı resmi formaliteli ve zahmetli bir iştir, ancak bölgedeki Türkmen Köylerinin (Tahtacı Alevileri) yüzyıllardır süren gelenekleri gereğince her yıl Ağustos ayının 15 ile 22 veya 25 tarihleri Köylülerin adetlerini yerine getirmeleri için Valilikçe konaklamalı izin verilir, bizlerde işte bu 10 günlük süreyi fırsat bilip, hafta sonuna denk gelen 2 günde zirveye çıkar, çadır kurar birkaç gecede olsa kalırız. Başka zamanlarda ancak günübirlik çıkabilirsiniz gece konaklama yapmanıza izin vermezler.
Rota için Zeytinli Beldesinden geçip Mehmetalan Köyünü de geçtikten sonra dağın içine doğru yol sizi götürür zaten ve birkaç km sonra Orman Kapısına varırsınız, orada bulunan Milli Parklar görevlileri yanınıza rehber almadan sizi Dağa salmazlar. İzin esnasında beklemekten sıkılan İdaclub üyelerinden birkaç foto:
Yolu oldukça düzgün, sürekli tamir gören asfalt gibi stabilize bir yoldur yani her türlü araç yukarıya çıkabilir ve yaklaşık 20/25-km.lik tozun dumanın içinde, tozdan adam şeklinde kalarak, dik yokuşlardan oluşan ancak olağanüstü&muhteşem manzaralar eşliğindeki bir yolculuk sonrası zirveye varırsınız.
Bölgedeki bir çok köy halkı da o dönemde zirveye çıktığı için zirve ve zirveye yakın mekanlarda tam bir çadır kent görüntüsü vardır. Ancak çadırlarınızı köylülerden uzak bir yere kurmanızda fayda var, kendi geleneklerini semah dönmek vb gibi adet ve inançlarını ifa ederken aralarında yabancı ziyaretçi olsun istemiyorlar!...
Müsait bir yere çadırlarınızı kurduktan sonra hemen yapmanız gereken iş kamp süresinde yanacak ateş için bol bol odun toplamak olmalı, yemek pişirmek ve gece ateşin başında gitarlı bağlamalı şarap eşliğindeki muhabbetlerde üşümemek için bu çok gerekli, sonra dağın başı olduğundan yıldızlar ve aydan başka ışık kaynağı da olmadığından gerekli.
Diğer bir önemli konuda, gece ısının inanılmaz şeklinde düşmesi sonucu çok ama çok üşüyeceğinizden yanınıza ekstra kalın giyecekler almanız gerekir. Ağustos ayında aşağıda insanlara tişört bile fazla gelir, sahilde mayoyla arzı endam ederken, orada havanın ne yapacağı hiç belli olmaz, bir anda kendinizi bulutların içinde bulabilir etrafınızdan akan bulutları duman&sis şeklind ebariz hissedersiniz, veya güneş tüm sıcaklığıyla tepede asılı dururken, birden başlayan fırtınayla (genelde minik hortumlar oluşur) yağmur başlayabilir ve hava birden soğur, bu tür sürprizlere hazırlık olmak gerekir.
Bir başka diğer önemli konu da kaç gün kalınacaksa biz Cumartesi öğleye doğru gibi çıkıp bir gece kalarak Pazar günü öğleden sonra iniyoruz genelde o kadarlık yiyecek ve içeceğinizi, (içecek derken alkol ve meşrubatları kastettim içme suyu almanıza gerek yok, buz gibi kaynak suları her yerde mevcut) aşağıdan Akçay veya Zeytinli temin ederek tedarikli olmanız gereklidir çünkü yiyecek&içecek bir satan yer yok oralarda... Zirveye genelde piknik modunda gidildiğinden, gıda olarak et/tavuk vb alınır ve bölgede bulunan doğal düz taşlardan (mermer gibi düz taş kaya yapısı etrafın ve bu taşlar ateşten etkilemiyor, yani ısıyı görünce çatlayıp dağılmıyor) gözüne kestirdiğin bir tanesini çıkarıp etrafını taşla çevirdiğin ocağın üzerinde koymak sureti ile elde edilen doğal mangal da yapacağınız taşta et pişirmenin zevkini ve lezzetini hiçbir yerde bulamazsınız. (bu taşlardan birer tane evlerinize de götürün!)
Ateşin başında, taşta pişmiş mis kokulu kızarmış etler ile yanında kıvırcık marul, kırmızı turp, roka dan oluşan bol salata malzemesi ve buz gibi kaynak suyuyla soğutulmuş rakı yudumlarken etraftan yayılan akustik&klasik gitarlar veya bağlama nağmeleri eşliğinde çok keyifli bir gece olacağının garantisini veririm Yüksek rakımda olmanın bir özelliğinden de olsa gerek alkolde pek etkilemiyor insanı orada, iç iç sarhoş olma gibi bir şey yani, bunu anlatmamın nedeni alkol alan kişilerin bol miktarda yanlarında alkol bulundurmaları nedenidir ki bana bu kadar yeter demeyin daha fazla alın tavsiyedir, yani gıda ve alkol bol miktarda temin edilecek, bol oksijenli dağ havası insanı acıktıran ve içtiren bir başka özellik.
Ayrıca gecenin sessizliğini yırtan silah seslerinin nereden geldiğini anlamak için etrafa araştırırken bunun köylülerin bir adedi olduğunu biri söyleyecektir sizlere, uzaktan ara ara duyulan tüfek sesleri ve kamp ateşinin çıtırtıları eşliğinde saat 3-4lere kadar süren muhabbetten sonra hafif çakırkeyif modunda çadıra girip yatmak, sadece 2 saatlik, ancak çok kaliteli bir uyku ile yine sabah güneş doğmadan çakı gibi uyanarak, tepenin diğer tarafından (Bayramiç/Evciler bölümü) pamuk yığınları gibi akan bembeyaz bulutların arasından güneşin doğma çabalarına tanık olmak ki olay aynen şöyle gerçekleşiyor; güneş ilk önce bembeyaz bulut kütlelerinin altındaki zayıf sarı ışığını gösteriyor ve gitgide güçlenen ışıklarıyla pamuk yığınlarını yırtıp güne merhaba diyen güneşin sıcaklığını paylaşmak, anlatılır gibi değil
Bu arada unutmadan, akşamüzeri Tanrılar Truva savaşını seyrettiği doruktaki mihengi taşının etrafına konuşlanıp ve elinde yudumladığın soğuk biranın boğazında bıraktığı lezzeti duyumsayarak ve sıkıca sarıldığın sevgilinle, romantizmin doruklarında, Afroditin aşık olduğu yerde körfezi kuş bakışı izlemek, Sarıkızın yaptığı gibi elini uzatsan değecekmişçesine altında kalan denizin üzerinden ve denize paralel inen dağlarda batan güneşin kızıllığı içinde yok olmak çok büyük keyif, bambaşka bir duygu, belki de bir ibadet&arınmak Doruktan Edremit körfezine kuş bakışı:
Gün içinde yapılacak etkinlikler olarak; Zirvedeki Sarıkız türbesine gidip zirve defterine hissettiklerini karalamak, Türbede dua etmek, sonra Babadağına gidip kuşbakışı Ayazmaya bakmak zemzem içmek, oradaki tesisleri dolaşmak, dağın içinde ufak bir trekking turu düzenlemek sayılabilir, gece ise milyonlarca yıldızı çok yakından izlemek, bölgedeki en yüksek rakımda olmanın verdiği hislerle hayale dalıp mitolojideki Tanrılar Tanrısı Zeus'un doğumuna tanık olmak, tarihteki ilk güzellik yarışmasına katılan Tanrıça adaylar; Hera, Athena ve Afrodit arasından en güzelini seçmenin zorluğunu hissettikten sonra oradan Fatih Sultan Mehmedin İstanbul'u fethi için gemi yapımında kullanılmak üzere Tahtacı Türkmenlerinin Ormanlardaki kereste biçmelerini düşlemek ve Sarıkızla beraber kaz sürülerini gütmeyi hayal etmek, babasının yana yakıla onu aramasına yardımcı olmak vs vs.. gibi enteresan gibi mistik aktiviteleri sunar Kaz Dağı
İşte tüm bu mistik ve doğal güzelliğin çağrısına uyarak her yıl İdaclub üyesi Edremitli motorcular Çadırlı Kazdağları Zirvesinin bilmem kaçıncısında yaptığı bu kamplarında çekilen fotoğraflar ve her vesileyi bahane edip Körfezin nadide yerlerinde yapılan çadırlı konaklamalardan alınan kareleri buralara aktararak, diğer motorcuları da azdırmanın zamanı geldi, nede olsa sezon açılıyor değil mi:
İşte size Kazdağları zirvelerinden bol çadırlı nadide görüntüler,
Malzemelere askı konusuna doğal bir çözüm;
Yola çıkma durumları;
Çadırın içinden bir görüntü;
İdeal bir motor çantasınında olması gereken malzemeler;
Şimdilik bu kadar, İdaridersclubün eylemleri sürecek
*****
Edit; fotoğraf sıralama da karışıklık olabilir, bulabildiğim fotoları takrar yükledim zira... _________________ EgeAkdeniz MarmokKömürLiman
En son Chaos tarafından Çrş Arl 16, 2009 9:11 am tarihinde değiştirildi, toplamda 6 kere değiştirildi |
|
Başa dön |
|
|
Sponsor Linkler
|
Tarih: Mesaj konusu: |
|
|
|
|
Başa dön |
|
|
Kaan Demirbaş Üye
Kayıt: Jun 03, 2004 Mesajlar: 1598 Nerden: Samsun
OFFLINE
|
Tarih: Cum Nis 15, 2005 4:30 pm Mesaj konusu: |
|
|
Offff be .
Şimdi de bizi özendirmeye başlayan yeni bir grup çıktı iyimi? IDA CLUP . Ya kardeşim tamam helal olsun da bizi çatlatmaya mı çalışıyonuz beeeaaaaaaa _________________
950 Adventure |
|
Başa dön |
|
|
TA6B Yamaha Grubu
Kayıt: May 31, 2004 Mesajlar: 4276 Nerden: Amisos
OFFLINE
|
Tarih: Cum Nis 15, 2005 5:11 pm Mesaj konusu: |
|
|
Chaos, muhteşem bir gezi olmuş eline koluna sağlık.
Yani bu kadar yazıyı da üşenmeden (!) yazmak ayrıca takdire değer
chaos demiş ki: |
Ateşin başında, taşta pişmiş mis kokulu kızarmış etler ile yanında kıvırcık marul, kırmızı turp, roka dan oluşan bol salata malzemesi ve buz gibi kaynak suyuyla soğutulmuş rakı ile akustik & klasik gitarlar veya bağlamadan yayılan nağmeler eşliğinde çok keyifli bir gece olacağının garantisini veririm … |
Baba sen bizi öldürecen galiba töbe töbe...
Kasten yazmıyon dimi bunları?!
NOT: Ayrıca yalnış anlamazsan birde küçük önerim var hocam; şu resimleri sayfaya az daha ufak atsaydın süper olurdu. Hem sayfa daha hızlı açılırdı hemde formun düzeni bozulmazdı. Alt scrool'u sağa sola çekmekden şaşı oldum Genellikle standart olarak max. (640x480 pixels) kullanıyoruz bilgine. _________________ Gökşin Y.KIVANÇ
Honda CRF1000L Africa Twin & SYM Fiddle II 125
OSCAR | Golden Retriever
|
|
Başa dön |
|
|
beyazkartal Kıdemli Üye
Kayıt: Dec 27, 2004 Mesajlar: 732 Nerden: istanbul
OFFLINE
|
Tarih: Cum Nis 15, 2005 5:34 pm Mesaj konusu: |
|
|
chaos merhaba abicim güzel gezi olmuş bizimle paylaştığın için teşekkürler arkadaşlara selam olsun bir gün dağlarda karşılaşmak dileğiyle selamlar _________________ KTM EXC 450 R |
|
Başa dön |
|
|
ssaygl Demirbaş Üye
Kayıt: Jun 09, 2004 Mesajlar: 1123 Nerden: samsun
OFFLINE
|
Tarih: Cum Nis 15, 2005 8:43 pm Mesaj konusu: |
|
|
Alıntı: |
Chaos, Ateşin başında, taşta pişmiş mis kokulu kızarmış etler ile yanında kıvırcık marul, kırmızı turp, roka dan oluşan bol salata malzemesi ve buz gibi kaynak suyuyla soğutulmuş rakı ile akustik&klasik gitarlar veya bağlamadan yayılan nağmeler eşliğinde çok keyifli bir gece olacağının garantisini veririm … |
Offffffffff,offffffff işte bu yaaa,bende olmalıydım oralarda,keyif bu ,manzara bu macera bu....herşeyin ta kendisi,ellerinize sağlık güzel insanlar.Valla resmen geberdim.tüm güzellikler beni çıldırttı.
Şu ibrahim ocanın sigarası nerde yaa ,onu göremedim yakışında ne varrr.epey bir resimde açılmada arkadaş yaa.
Devamını bekleriz.buradaki arkadaşlarımız anca uyusunlar _________________
|
|
Başa dön |
|
|
|
|
|
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
|
|
|