İnsanı Üç Şey Uçurur: Puro, Aşk ve Motor!
Tarih: 23.04.2005 Saat: 00:31
Konu: Haberler


Karşımda ‘Çin Seddi’ duruyor. Kötü benzetme de değil. 78 kilo, 1.90 boy. Kendi çapında bir duvar sayılabilir. Ama aşması zor değil! İddia edildiği gibi, Başbakan’ın başdanışmanı olarak Başbakan’ı herkesten kaçırdığı doğru değil. En azından o böyle söylüyor. O kim mi? O, Ömer Çelik... Prototip AKP’li nasıl olur bilmiyorum ama onlardan değil! Prototip bir siyasetçi gibi de değil. En önemli özelliklerinden biri, özgürlükleri korkuların önüne geçirmeye çalışan biri olması.


Bu yönüyle şaşırtıcı biri olduğunu itiraf etmeliyim. Ve bilgili. Üstelik bilgisini sunma konusunda ‘timing’i iyi. Ne insanın gözüne sokuyor ne de çok geride tutuyor. Bilgisini tam kıvamında kullanıyor. Yeri gelmişken söyleyeyim, akademisyen. Siyaset bilimi doktorası yapıyor. Yakın zamana kadar köşe yazarıydı, ‘ağır’ köşe yazıları yazdı. Ciddi ve teorik. Allah’tan konuşurken öyle değil. Tane tane, akıcı. Ne söylediği anlaşılıyor. Adana Milletvekili. Hemşehrim yani. Bakımlı bir Adanalı. Teşbihte hata olmaz Zegna gömlekleri ve Gucci takımları üzerine çektiğinde, Başbakan’ın siyasi danışmanı gibi değil de, bir futbol kulübü başkanı gibi duruyor. Çok havalı. Bunun da farkında. Ama benim en önemsediğim özelliği, motorlu adam olması... Siz istemez misiniz, Meclis’e her gün Harley Davidson ya da BMW motoruyla giden değişik, farklı bir milletvekili? Ben isterim. Motosiklet kullandığını duyduğumda, ‘Bunu mutlaka görüntülemeliyiz’ dedim. ‘Bir gün inşallah’ dedi. ‘Hayır, hayır yarın!’ dedim. Ertesi günü Alya’dan izin alıp, Ankara’ya tekrar geldim...

Şu an bulunduğunuz konumdan yüzde yüz mutlu musunuz?

- Tabii ki değilim. Bundan sonra bulunacağım hiçbir konumdan da yüzde yüz mutlu olacağımı zannetmiyorum...

Nedir hayatta daha fazla istediğiniz?

- Benim bir konum elde etme hırsım yok ama hayatı daha çok anlamak, daha çok kavramak gibi bir derdim var...

Anlayıp kavrayınca ne olacak?

- Okuduğum her satırın, dinlediğim her müziğin, içime çektiğim her nefesin, gördüğüm her güzelliğin tadına daha fazla varacağım!

Aşklarınızı nasıl yaşıyorsunuz bu trafik içinde?

- Schopenhauer’in bir lafı var: ‘Hayatı yaşamak kadar saçma bir şey yok, bırakın hayat sizi yaşasın!’ Bir erkek hiçbir zaman ben şöyle bir aşk yaşıyorum demez. Bir aşk onu yaşamaya değer buluyorsa, onu yaşar...

Sizi yaşamaya değer bulan aşklar var mı?

- Bu yaşa kadar olmuştur.

Olmuştur ne demek...

- Oldu tabii.

Ama bu aralar aşkın içine düşmüş değilsiniz...

- Zaten bu boyacı küpü değil! Aşk kelimesi köken itibariyle zehirli sarmaşık demek. Bir insanın hem çok istediği hem de onu çok yaralayan bir şey. İsteklerimizle bir yarayı taşıyabilme gücümüz arasında denge kurmaya her zaman hazır olmalıyız. Daha doğrusu bizi böyle bir denge kurmaya hayat her zaman layık görmez. Gördüğü anda, aşk olur. Ama bu herhalde insanın başına bütün bir hayatı boyunca bir iki kez gelir. Üç kereyi geçmez. Aşk, ağır meseledir.

Taksitle Harley almak ister misiniz? Kaç tane motorunuz var?

- Üç tane: Harley Davidson, BMW Cruiser, bir de arazi için Dakar...

Peki mecliste kaç tane motorcu milletvikili var?

- Hiç rastlamadım... Benden başka yok galiba...

Motosikletle fotoğrafınızı çeksek...

- Olmaz...

Arkada ben oturacağım, belinizden size sarılacağım... Şahane olur!

- Başka bir zaman inşallah...

Yok, yok çok iyi fikirmiş.... Ben yarın yine geliyorum Ankara’ya. Artık beni kırmaz o fotoğrafları çektirirsiniz... Ne zaman başladı motor sevdanız?

- 12, 13 yıl oldu...

Meclise hiç motosikletle gittiniz mi?

- Hayır ama gitmeyi düşünüyorum. Takım elbisenin üzerine tulum giyip...

Müthiş olur! Tulum çıkacak, siz şu üzerinizdeki Gucci takımınızla kalacaksınız, elinizde kask meclise doğru yürüyeceksiniz...

- Enteresan bir özgürlük aslında... Yeryüzündeyken insanın ayağını kesen üç şey var: Puro, aşk ve motosiklet...

Gömleğiniz Zegna, takım elbiseniz Gucci, motosikletiniz Harley Davidson, pahalı zevkleriniz var... Çok mu zenginsiniz?

- Hayır. Motosiklet dediğiniz şey zaten çok da pahalı değil. Üstelik artık 20 taksitle motosiklet alabiliyorsunuz. Size de bir tane alalım mı?

Valla, çok iyi olur!

- Bir haber vardı gazetede, okudunuz mu: Harleyciler kolay Harley alabilsin diye taksitlendirme yaptılar. Artık elektrik süpürgesinden daha kolay alabiliyorsunuz. Ama tabii Harley’den Harley’e fark var, 100 bin dolara olanlar da var, benim bindiğim gibi makul fiyata olanlar da...

Aileden mi varlıklısınız siz?

- Hayır. Benim babam bir işçidir. İşçi emeklisi. Babam ilkokul, annem lise mezunu. Bizde terstir. Mücadeleci tarafımı babama, entelektüel tarafımı anneme borçluyum!

Ve olay Adana’da geçiyor...

- Tabii, tabii. Biz yaklaşık 300 senedir Adanalıyız.

Kaç yaşındasınız?

- 68 doğumluyum.

Hiç evlenmediniz mi?

- Hayır.

Peki düşünmediniz mi?

- Valla, bu soru bana saçma geliyor. İnsanlar ya evli olur ya da olmaz. Düşünülerek verilmez bu kararlar. Etrafımda herkes yerleşik düzene geçmiş durumda. Üzerimde öyle bir baskı var: ‘Hadi gel seni evlendirelim...’ Sayın Başbakan bile söylüyor...

Kendinize koyduğunuz bir süre var mı?

- Çok ahlaksızca buluyorum, 40 yaşında evleneceğim filan demeyi. İki sene sonra şurada bir inşaat yapacağım demek gibi bir şey...

Çok kadın arkadaşınız var mı?

- Var tabii. Erkek arkadaşım olduğu kadar kadın arkadaşım da var...

Kız arkadaşınızla bir resepsiyona gidebilir misiniz? Yoksa evli olmadığınız için hoş karşılanmaz mı?

- Gitmem. Yemek yerim, sinemaya giderim, ama resmi bir resepsiyona gitmem. Bunu doğru bulmam...

Flört etmekten hoşlanır mısınız?

- Şimdi bu kavram...

Aşıyor mu AKP’lileri...

- Türkiye’de kamusal iş yapan herkesi aşıyor!

Peki sormamış farz edin...


Röportaj: Ayşe Arman - Hürriyet





Bu haberin geldiği yer: Endurocu - Motosiklet ve Enduro Haberleri, Gezi, Kamp
http://www.endurocu.com

Bu haber için adres:
http://www.endurocu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=157