Yaşamdan motosiklete dair
Birçok meslek, bir çok yapı ve bir çok kültür. Değişik yaşam tarzları ile farklı kişilikler. Farklı yüz, düşünce tarzı ve hayat felsefesi. Her şey farklı, benzerlikler kısıtlı ama hepsi tek bir noktada birleşiyor, o da İKİTEKER.

İkiteker de aslında kendi içinde farklılaşmalar yaşamıyor değil. Model seçim tarzı (doğru ya da yanlış, bilinçli ya da bilinçsiz), değişik amaçlarda kullanım için ; spor için, belki tutunamamışlığın bastırılması ve farklı görüntü ile taleplerin karşılanması için ve belki de özgürlüğün sonsuzluğu için. Ama yine hepsi bir tek noktada birleşiyor ; İKİTEKER.

İki tane tekerlek üzerine inşa edilmiş bu ne yüce ve bir o kadar da dengeli bir alettir ki ; bilinçsiz ve eğitimsiz kullanım tarzları ile bu yüce dengenin bozulmasına sebep olunabiliyor ve sonrasında da ona ya da karşılaşılan duruma suç itilebiliyor. Halbuki bu yüce denge , o içten gelen aşk ile kuğu gibi iki tekerimiz ile yolculuk yapmamıza destektir eğer doğru kullanılırsa.

Bir o kadar şahidim ki ; bu kültür maalesef çevremizde cahilliğin bastırılması ile de kullanım tarzına dönüşmüş ve kültürümüzün değişmesiyle, motosiklet kültürümüze de fazlasıyla yansımış. Derler ya ; “ Delidir, ne yapsa yeridir. Motosiklet kullanan normal biri yoktur ” diye. Bunu irdelemeyi reddetmekle beraber, özgürlüğün kazanılabilmesi ve toplumsal kurallara çevreden olumsuz tepki almadan uyulmaması için bu tür bir yaşam tarzının benimsenmesi adına “deli” dedirtilmesi durumu olabilir mi acaba bu? Ki rahat rahat baskıcılıktan , dejenere olmuş yaşam ile iç içe olunması tercih edilsin? Tartışılır, görünen köy kılavuz istemez, yorum var ya da yok. !

Biliyoruz ki motosiklet kültürünü tam anlamıyla yaşayan ve de yaşatan sayı arzu edilenden az. Bunun dışında kalan diğer kısım ise ; yaşadıklarını ve yaşattıklarını sananlardan. Aslında enteresandır ki motosiklet kendi kültürünü farklı oluşumlar ve nedenlerden sonra da oluşturmaya ve farklı amaçlara olasılıklar nedeniyle yönlendirmiştir. Örneğin günümüzdeki trafik yoğunluğu ve yaşattığı strese karşılık yaşam şekline dönüşmesi, örneğin adrenalin, extreme ve hız tutkusu ve psikolojik biriktirmişlerin ortaya çıkmasıyla ya da mükemmel refleks ve zeka sahibi kişiler tarafından spor amaçlı kullanılması, örneğin kültür olarak kendi yaşamına ayak uydurma savaşı ile ayrı bir yaşam oluşturmaya çalışması vesaire vesaire. Bunları aslında vesaire diye kısaltmaktan ziyade geniş açıdan incelemek gerekliliğinden yanayım, belki zamanla belki de yaşadıkça.

Yaşamını motosikletli yaşama çevirmeye başlayanlara ; tutkularını araştırmaya ve doğru ellerden öğrenmeye çabalayanlara , öğrendiklerini kendi güvenleri açısından delirmeden uygulayanlara sesleniyorum ; her daim yolunuz, farınız ve bilinciniz açık ; her daim full koruma ve eşsiz doğa ile iç içe , doğru nefes alış veriş ile, güvenli ve daimi sürüşler dilerim.

Siz siz olun, hangi motosikletli yaşam şeklini seçerseniz seçin, yaşamınıza motosikleti dahil ettiğiniz an irdelemekten vazgeçmeyin.

Rüzgarınız bol olsun.
Yazar: Şebnem AYDİNÇ
Tarih: 2008-08-06


Bu Köşe Yazısının yer aldığı yer: Endurocu - Motosiklet ve Enduro Haberleri, Gezi, Kamp
http://www.endurocu.com

Bu Köşe Yazısı için adres:
http://www.endurocu.com/modules.php?name=Kose_Yazilari&op=viewarticle&artid=29